Perşembe, Temmuz 26, 2007
AKP ve Ekonomi
22 Temmuz genel secimlerinden AKP kesin bir galibiyetle cikmis durumda. 50 kusur yildir Turkiye demokrasisinde ilk kez iktidar partisi oylarini arttirarak ikinci kez hukumet olmaya aday duruma geliyor. Basarinin temel nedenleri genel olarak muhalefet partisinin basarisizligi ve ekonomik gostergelerde saglanan iyilesme olarak ozetlersek sanirim yanilmamis sayiliriz.

Aslinda baskasinin basarisizligi ve alternatif sunamayisi basariyi yakalamaktaki en kolay ve ucuz yontem. Ancak ekonomik gostergelerde iyilesme saglamak o kadar da kolay bir is degil. Bu isin iyi bir ekonomi yonetimi olusturmak, populist davranislardan kacinma, mali disiplini saglamak gibi on kosullari vardir ki maalesef her baba yigit hukumetin harci olamamistir Turkiye'de. Elbet bir de kuresel kosullar "yuru bakalim" derse kimse tutamaz o zaman bizi.

Eger Turkiye ekonomisinin ozellikle 1980 sonrasi izledigi gidisata bakilirsa 2002 sonrasi AKP'li donemin onemli ekonomik gostergeler acisindan bir basari tablosu sundugu acik. Elbet cari acik ve issizlik gibi konularda henuz yapilmasi gerekenler cok ancak surdurulebilir ekonomik buyume, mali disiplin (su secim donemini bir kenara birakirsak) ve uluslararasi ekonomik kuruluslarla kurulan iyi iliskiler hukumetin onemli basarisi. Finansal piyasalar acisindan baktigimizda da bir iyilesme egilimi goruluyor gibi ancak hala bu yuksek faiz oranlariyla Turkiye'nin risk primi cok yuksek ve bunun ekonomi uzerinde buyuk bir maliyeti var.


Peki son yillarda gorulen gorece iyilesmelerin kaynagi konjonkturel mi yoksa AKP'nin basarisi midir? Bunu ayristirmanin bir yolu yordami var midir acaba? Bu noktada en guvenilir sonuclari sanirim ayni klasmanda yaristigimiz gelismekte olan dunya ekonomilerinin ekonomik tablolarini Turkiye ile kiyaslama yaparak gormemiz mumkun.

Ornegin yukaridaki grafik bazi gelismekte olan ve BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Cin) diye gruplandirilan ekonomiler ile Turkiye'nin son 5 yillik GSMH oranlarindaki buyumeyi gostermektedir. (Kaynak: IMF World Outlook) Sadece tek bir ekonomik gostergeye baktigimizda ve gelisen dunya ekonomileri ile kiyasladigimizda aslinda Turkiye'de olanlari bir mucize olarak gormek mumkun degildir. Henuz bir yil once yani 2001 yilinda buyuk bir ekonomik kriz yasayarak daralan bir ekonominin 2002 ve sonrasinda potansiyel seviyesini yakalama yonunde tirmanisa gecmesi olagan disi bir durum degil. Ama ozellikle 80'lerden sonra pekcok hizli ekonomik kalkinma trenini kaciran bir ekonomi halinde olmak Turkiye'ye bicilen bir kader degildi. Singapur'u, Kore'yi ve hizla diger gelisen bu ekonomileri zamaninda ic gecirerek izlerken bu ekonomik buyume trenini kacirmamiza defalarca kizdik. Biliyoruz ki bu ekonomik buyumenin kosullarini hazirlamak siyasi otoriteden ayri dusunulebilinecek bir durum degil. Bizleri bu ekonomik buyume trenine bindirenin AKP iktidari oldugunu soylemek, oncesinde yapilan yapisal degisiklikleri gormezden gelmek anlamina gelir ki bu da dogru bir yargi olmayacaktir ancak en azindan kabul etmek gerekir ki, sagladigi siyasi istikrar ve kararlilik sayesinde hukumet kosullar cercevesinde basarili sayilir, secim sonuclari da bu gorusu dogrular nitelikte.


Ancak daha alinmasi gereken cok yol var gibi gorunuyor. Ekonomik bir basarayi surdurebilir kilmak onu yakalamaktan cok daha zor bir durumdur. Hukumetin oncelikle saglanan bu basarilarin surdurebilir olmasi dogrultusunda calismasi gerekli. Diger yandan sosyal guvenlik, calisma kosullari konularinda koklu degisiklikler ve elbet artik su gundemden dusmeyen odemeler dengesi acigi konusunda belirli tedbirler alinmasi gerekli. Yukaridaki grafikte goruyoruz ki kiyasladigimiz tum gelismekte olan ekonomiler icerisinde odemeler dengesi acisindan en olumsuz tablo sergileyen ulke Turkiye ve egilim hizli bir cari acik seklinde seyretmekte. Bu ve diger alinmasi gereken onlemler AKP'nin cicegi burnunda ekonomi kurmayi Mehmet Simsek tarafindan pekcok kez dile getirildi. Umariz bu soylemleri icraate gecmis olarak gormemiz mumkun olur.

Etiketler: , , ,

 
Gonderen Cenk at 1:19 ÖS | Yazinin Linki | 2 Yorumlar
Pazartesi, Temmuz 23, 2007
Glenn Hubbard - Every Breath You Take
Bugun YouTube'da gezinirken karsilastigim eglenceli bir videoyu sizlerle paylasmak istedim. Columbia Business Scholl dekani Glenn Hubbard'in 2006 yilinda Amerika Merkez Bankasi baskanligina aday gosterilmemesi uzerine Hubbard'in tepkisinin anlatildigi, okulun muzur ogrencileri tarafindan hazirlanmis eglenceli bir parodi.

Etiketler: ,

 
Gonderen Cenk at 12:08 ÖÖ | Yazinin Linki | 0 Yorumlar
Perşembe, Temmuz 19, 2007
Para Politikalari ve Hisse Senedi Piyasalari (2)

Bir onceki yazimda para politikalarinin hisse senedi piyasalari uzerindeki etkisinden bahsetmistim. Genel olarak diyebiliriz ki; merkez bankalarinin beklenen davranislari yerine supriz hareketleri piyasalar uzerinde daha buyuk etkilere sahiptir. Cunku beklenen davranislari onceden fiyatlara yansimistir.

Peki para politikalarinin finansal piyasalar uzerindeki etkisini sadece merkez bankalarinin faiz silahini kullanma sekliyde sinirlandirmamiz dogru olur mu? Bu sorunun cevabini Gurkaynak, Sack ve Swanson (GSS) "Do Actions Speak Louder than Words? The Response of Asset Prices to Monetary Policy Actions and Statements" adli calismalarinda incelenmisler. GSS kullandiklari "faktor analizi" yontemi ile FED'in supriz faiz degistirimi ve gelecege yonelik politikalarindaki degisikliklerinin amerikan finans piyasalarindaki etkisini test etmisler ve vardiklari sonucta merkez bankalarinin piyasalar uzerinde etkilerini sadece bu "supriz" degiskenin aciklamakta yeterli olmadigini, bunun hikayenin bir kismini olusturdugunu ancak her ne kadar bu faktor onemli olsa da en az onun kadar onemli (hatta kimi piyasalarda cok daha etkili) bir diger faktorun merkez bankasinin gelecekteki politikalarinin izleyecegi yol oldugunu soyluyorlar.

Peki merkez bankalarinin gelecekte izleyecegi yolu nasil anlariz? Isin uzmanlari merkez bankalarinca yapilan periyodik yada periyodik olmayan aciklamalari yorumlamayi iyi biliyorlar. Bu durum bazen ustu kapali, anlayana sivrisinek, anlamayana davul-zurna misali kelime oyunlarini cozmeye calismaya bile donusebiliyor. Piyasalar herhangi bir suprizle karsilasmasalar bile merkez bankasinin bu aciklamalarindan cikardiklari sonuclar dogrultusunda pozisyon aliyorlar ve bu fiyatlara aynen yansiyor.

Bu 2 yazimda bahsettigim mevzularda yatirimciyi asil ilgilendiren nokta nedir? Insanlar hisse senedi piyasalarinin davranislarini cozmeye calisirken bir yanda makroekonomik gostergeler dogrultusunda fiyatlarin nereye dogru gidecegini kestirmeye calisirlar ve nisbeten uzun vadeli pozisyon alirlar buna "temel analiz (fundamental analysis)" denir. Diger yanda ise endeklere dair grafiklere bakarak cesitli yontemlerle fiyatlarin 1 hafta, 1 gun hatta bazen 1 saat sonra ne olacagini cozmeye calislar ve kullandiklari yonteme "teknik analiz (technical analysis)" denir. Birincisi temel olarak makroekonomik bilgi, ikincisi ise piyasalarin anlik davranislari gozunu kirpmadan izlemeyi gerektirir. Iktisatcilar genelde teknik analizle ugrasip, ekranlarda akan bir suru grafiklerin arkasinda bir o kadar kalabalik laf eden adamlari cok sevmezler. (acikcasi cogu zamanda anlamazlar zaten) Iste bu ayrim noktasinda para politikalarinin finans piyasalari uzerindeki etkileri anlamaya calismak hem teknik hem de temel analiz becerilerini sahip olmayi gerektirir.

Genelde finanscilarin ekonomi teorisine yogun bir sekilde hakim olmamalarindan ve iktisatla, ozel olarak parasal iktisatla yogun bir bicimde hasir nesir olan insanlarin finansdan pek anlamadiklarindan dolayi bu iki disiplini bir araya getiren ve para politikalarina karsi piyasalarin verdigi tepki uzerinde nisbeten az sayida calismalar var. GSS'nin yukarida adi gecen makalesi bu konuda literature cok sey kattigi kuskusuz, ilgilenenlere okumalari tavsiye edilir.

Etiketler: , ,

 
Gonderen Cenk at 3:41 ÖS | Yazinin Linki | 0 Yorumlar
Salı, Temmuz 17, 2007
Para Politikalari ve Hisse Senedi Piyasalari (1)
Merkez bankalari tarafindan belirlenen ve cesitli ensturmanlar araciligiyla uygulamaya gecirilen para politikalari cesitli gecis mekanizmalari ile ekonomi uzerinde etki yaratirlar. Bu politikalarin temel ekonomik gostergeler olan buyume, issizlik gibi konularda etkileri dolayli olsa da asil direk etki finansal piyasalar uzerinde gorulur.
Ornegin merkez bankasinin faizleri arttirdigini varsayalim. Buna finansal piyasalarin, ve ozel olarak hisse senedi piyasasinin tepkisi ne olur? Bu konuda yapilan calismalar bazen tartismali sonuclar dogursa da genel olarak faiz artisina karsi kisa vadede finansal piyasalarin dusus yonunde tepki verdigini soylemek mumkun. Peki piyasa oyunculari ekonomik gidisati okuyup merkez bankasinin faizleri arttiracagini onceden tahmin eder ve ekonomik kararlarini bu durumu dahil ederlerse ne olur? Iste ozaman onceden algilanan bu politikanin etkisi cok zayif kalacaktir.

Bu durumda yine goruluyor ki ''beklentiler'' buyuk bir rol oynuyor. Merkez Bankasi'nin ''beklenen'' politikalari piyasalarca onceden algilandigi icin buyuk bir tepkiyle karsilanmiyor ancak supriz hareketlere karsi piyasalarin tepkisi oldukca buyuk.

Hisse senedi piyasalarinda oyuncularin beklentileri nasil olculur? Bu konuda Kuttner'in basit ama dahiyane bir yontemi var: Vadeli islemler piyasalarindaki sozlesmelere ait fiyatlar, vade bitim tarihinde o finansal ensturmanin beklenen fiyatini verir. Ornegin bizim vadeli islemler borsasinda ''devlet ic borclanma seneti''ne ait olusan vade bitimi fiyatlar, o tarihte insanlarin endeksin hangi seviyede olmasini bekledigini gosterir. Mevzu nisbeten daha sig olan Turkiye finans piyasalari oldugunda ''kesin'' ifadelerle konusmak yanlis olur ama henuz elimizde olan bu konuda en iyi olcum araci hala vadeli islemler ve opsiyon piyasalarinda olusan sozlesme fiyatlari.

Diyelim ki merkez bankasi son oturumunda faiz oranlarini degistirmeyecegini acikladi. Ancak son yasanan dalgalanmalardan dolayi piyasa oyunculari faiz oranlarinin yukari dogru hareket edecegini bekleyerek pozisyon aldilar ve bir suprizle karsilastilar. Iste bu durumda olusan supriz'in finansal piyasalar uzerindeki etkisinin nisbeten daha buyuk olacagini bekleriz cunku fiyatlarin tum varolan bilgiyi yansittigina inaniyoruz.

Etiketler: ,

 
Gonderen Cenk at 10:31 ÖÖ | Yazinin Linki | 0 Yorumlar
Perşembe, Temmuz 05, 2007
Pazar Arastirmalari Icin Yardimci Olabilecek Arkadaslar Araniyor

Hollanda'nin Groningen Universitesi ogrencileri ve akademisyenleri tarafindan hazirlanan International Study Project for Turkey adli bir proje ile pekcok buyuk Hollanda sirketleri icin Turkiye'de pazar ve olasi yatirim arastirmalari calismalari yurutulmesi planlaniyor. Calisma ayrica Turk sirketleri ile muhtemel bir is birligi ihtimalini de degerlendirmeyi amacliyor.
Bu amacla Kasim-Aralik 2007 aylari arasinda yaklasik 16 kisilik genelde universitenin ekonomi ve isletme ogrencilerinden olusan bir ekip firmalarla temasa gecmek uzere Turkiye'ye geliyor. Gecen hafta bu ekiple yaptigim gorusmede, Turkiye'de kendilerine yardimci olabilecek gonullu arkadaslari yanlarinda gormekten buyuk mutluluk duyacaklarini belirttiler. Ekip yaklasik 1 aylik sure boyunca Turkiye'nin buyuk sehirlerini gezerek buralardaki firmalarla gorusmeyi planliyorlar.
Yonetim bilimleriyle alakali, ozellikle pazarlama ve pazarlama arastirmalarina ilgi duyan arkadaslar gerek Turkiye'ye gelecek olan bu arkadaslara yardimci olmak, gerekse ekibin bir parcasi olarak calismalarda kisisel deneyimlerini gelistirmek ve firmalarla yakin temasa gecmek isterlerse benimle email yoluyla iletisime gecebilirler. ()

Etiketler:

 
Gonderen Cenk at 3:43 ÖS | Yazinin Linki | 0 Yorumlar